Saklambaç

Çocukluğumuzda, “1,2,3,4,5,6,7,8,9,10, önüm, arkam, sağım, solum sobe, saklanmayan ebe” diyerek başlardık saklambaç oynamaya. Sevdiğim oyunlardandı.
0

Çocukluğumuzda, “1,2,3,4,5,6,7,8,9,10, önüm, arkam, sağım, solum sobe, saklanmayan ebe” diyerek başlardık saklambaç oynamaya. Sevdiğim oyunlardandı. Aradan yıllar geçti, bu kez yeğenimle saklambaç oynar olduk. Hiç unutmam o sahneleri, yeğenim üç yaşında iken bazen perdenin arkasına saklanır, minicik ayakları gözükürdü perdenin altından. Kıyamazdım “Seni buldum, sobe” demeye. Tüm evi arar, tarar bulamazdım güya onu, “Bulamadım, bulamadım boncuğum seni” diye seslenirdim bir yandan da.  Kahkahalar atarak çıkardı saklandığı yerden, “Buyadayım buyadayım Güz” diye karşılık verirdi bana. 

Saklambaç

Sanki bulunmayacak şekilde saklanabilmenin verdiği gururla, sobelenip ebe olmamanın verdiği zafer duygusuyla, sakladı herkes küçükken bir parçasını kendisinin dahi bulamayacağı bir yere, bazen bir travma ya da toplumsal bir öğreti nedeni ile.  Bizi, bizden görünmez bir el alıp sakladı bu şekilde, saklanan parçamızdan habersiz geçti yıllar. Kimimiz kendisine ait olmayan istekleri, inançları, kariyer planlarını, hayalleri kendisine aitmiş gibi sahiplenip, gerçeklemek için peşine düştü. 

Nice insan, bazen o kadar habersizdir ki kendi özgün hayal ve isteklerinden, toplumun dayattığı istekleri yerine getirerek ömrünü heba eder. 

Tüm bunları yaparken de mutsuzluğunu bastırmak için kendisinden de saklanır olur, gerçek duyguları yüzeye çıkmasın diye. Çünkü onlarla nasıl baş edeceğini dahi bilemez. Ne yaparsa yapsın, yine de içinde dolmayan bir boşluk kalır. 

Kimisi ise şanslıdır, bir şarkı, bir kitap, bir cümle, bir deneyim ile hatırlar kendi özgün parçasını. Neydi kendinden sakladığı hayali, öz parçası bulur, doldurur boşluğunu, büyütür kendisini, güneş doğar hayatına, Aydınlık tarafı ile kucaklaşır. Ancak öncesinde, herkes saklambaç oynar kendi gölgesi ile. Gölge ile tanışmaya ise bir öteki ile temas götürür insanı. O nedenle, ilişkiler çok kıymetlidir. Saklambaç oyununda bir saklanan, bir de sobeleyen vardır ne de olsa. Aşkla, sevgiyle sobelenmek dileğiyle…Saklanan ve ebe olma yolculuğumuz keyifli olsun.


Yazar Güz / Edebiyat Gazetesi / Mayıs 2025 / Sayı 28

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

1932-2025 © Edebiyat Gazetesi
ISSN 2980-0447