Merhaba Salih Bey, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ankara Gölbaşı Tepeyurt köyünde 1972 yılında dünyaya geldim. İlk öğrenimimi köyde yaptıktan sonra gönlümde her zaman efsane şehir olan Ankara’da orta ve lise öğrenimimi tamamladım. O yıllarda üniversite hazırlık ve sınavları zor şartlarda yapılıyordu. İlk sınava girdiğim yıl Bursa’da bir üniversitede Psikoloji bölümünü kazandım. Maddi yetersizlikler ve Psikoloji mesleğinin geçerli bir meslek olmadığı yönündeki baskılar nedeniyle üniversiteye gitmedim. Birkaç yıl sonra Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açtığı Polis Memuru sınavına girdim ve polis olarak çalışmaya başladım. Polislik mesleğini yaparken Emniyet Genel Müdürlüğü kadrosunda İstihbarat, Terörle Mücadele ve Çocuk Şube birimlerinde uzun yıllar çalıştım. 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminde çatışma sürecinde gazi olduktan sonra 2019 yılında emekli oldum. Kurucusu olduğum SAAY Araştırma ve Analiz Şirketi’nde bilirkişilik ve analiz uzmanlığı yapmaktayım.
Uzmanlık alanlarım arasında terör ve terör örgütleri, terörün finansmanı, kara para aklama, kayıp çocuk ve kayıp şahıs olayları, KVKK uzmanlığı, grafoloji, tipoloji ve örgütsel şema hazırlaması, adli belge uzmanlığı incelemesi, Iowa Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlenen "Cinsel İstismara Uğramış Çocuklarla Adli Görüşme Teknikleri Sertifikası" ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından çok az sayıda kişiye verilen "Eğiticilerin Eğitici Sertifikası, Terörizmin Finansmanı ile Mücadele, Soruşturma Süreci Sertifikası" bulunmaktadır. Ayrıca Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi üzerine yüksek lisans yaptım.
Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir?
Aslında benim yazma tutkum, çok kitap okumakla başladı. Lise yıllarında gazete okuma oranı yüksekti, bazı gazeteler belirli konularda makale, hikâye ve siyasi yazılar için yarışmalar açarlardı. Ben de birkaç gazetenin bu yarışmalarına katıldım ve üçüncülük ve mansiyon gibi ödüller aldım. Ödül derken, öyle maddi şeyler değildi; daha çok kitap ve kalem gibi ufak şeylerdi. Tabii ki ilerleyen zamanlarda devlet için çalışmak, çok zamanımızı aldı ve yazma ile kitap okuma gibi şeylere vakit bulamadım. Ancak zaman zaman ufak ufak yazılar yazdım ama bunlar kağıtlarda kaldı. Bu arada, uzmanlık alanım olan terör ve terörün finansmanı konularında dersler vermeye başlayınca yazma ve okumaya daha çok vakit buldum. Kitap yazmaya iten en büyük etkenlerden biri, kitap yazmanın bir ayrıcalık olduğunu hissetmemdir.
Yazarlık sizin için ne ifade ediyor?
Bu soruya verilecek en güzel cevap, kitap yazdığınızda ister çok güzel bir kitap olsun herkes okusun, ister kötü bir kitap olsun ve çok az okunsun, kitap yazmak bir cesaret işidir. Fikirlerinizi, hayallerinizi, yaşadıklarınızı, sevgilerinizi, şiirlerinizi, akademik kariyerinizi, kişiliğinizi ifade etmiş oluyorsunuz. Kitap yazmak, bir şeyi bulup meydana getirmektir. Gerçek bir hayaldir.
Okurun beğenisini kazanan Terörün Finansmanı isimli kitabınız Alaska Yayınları’ndan çıktı, tebrik Ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?
Öncelikle bu röportaj ve iyi niyetiniz için size teşekkür ederim. Biraz geç kaldım ama yine de sonsuz teşekkürler. Alaska Yayınları’na da buradan teşekkür etmek isterim, özellikle İsrafil Bey’e. Çünkü kitabımız diğer kitaplardan içerik olarak biraz farklı olduğu için yayın ve düzenleme işi biraz zor oldu.
Kitabımızda okuyucuları bekleyen en güzel şey bilgidir. Terör ve terörün finansmanı konularında bilgileri bir çerez tadında öğrenebileceklerdir. Bunların yanında kara para aklama, suçu, organize suçları hakkında bilgi edinip uluslararası finansal birimler hakkında kolayca bilgi edineceklerdir. Zira bu bilgileri bu kadar toplu bir şekilde başka yerlerde bulamayacaklardır. Kısacası, kitabımız okuyucuyu kanunlara ve içtihatlara boğmadan bilgilendiren bir kitap oldu.
Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Başucu kitaplarım demeyelim, ama kütüphanemde kaybolmasını istemediğim birçok kitap vardır. Bunların başında Mustafa Yıldırım Hoca’nın Örümcek Ağı kitabı, Henry Kissinger’ın Diplomasi kitabı, Frederick Forsyth’ın Çakal ve İkon kitaplarıdır. Ancak Eric Hoffer’ın Kesin İnançlılar kitabını özellikle terör ve akademik kariyer yapmak isteyen herkesin okumasını tavsiye ederim. Bu kitap, dünya üzerinde bulunan örgütler ve cemaatlerin temel ideolojilerini neye dayandıklarını anlamak için çok iyi bir eserdir.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?
Evet, ikisi roman olmak üzere üç kitabın yazımını planladım. İlk olarak bir roman kitabım var, yarıya geldim. Konusu hakkında pek bilgi vermek istemiyorum ama bittiği zaman çok beğenileceğini tahmin ettiğim bir kitap olacak. Ondan sonra üçüncü kitap olarak yine akademik/siyasi bir kitap, beş yıllık bir geçmişi var ve onun da bir kısmını yazdım. Konusuna gelince; 1990-1996 yıllarında Türkiye’de neler oldu? Bilindiği gibi 1990 yılından sonra çok büyük siyasi ve faili meçhul cinayetler ile 6 Kasım 1996’ya kadar olan olayların bir biyografisini ve analizini yapacağım. 6 Kasım 1996, bilindiği üzere Susurluk kazasının olduğu tarihtir. Bu zaman sürecini irdeleyeceğim kitabımda. Son olarak bir polisiye cinayet romanı olacak; ihraç bir polisin ve polise takıntılı bir seri katilin romanı olacak. Bu yıl en azından iki tanesini bitirmek amacım.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Okuyucularımıza son olarak sevgilerimi sunuyorum. Okumanın değerini bilen herkes benim için önemlidir. Özellikle bilgi edinmek için Terörün Finansmanı kitabımı okumalarını tavsiye ediyorum çünkü bu konu, son zamanlarda sanal dolandırıcılıklar dahil, okuyuculara nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda yol gösterici olacaktır. Tekrardan size ve buraya kadar okuyan herkese saygılarımla.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder