Okumaktan ve Yazmaktan Vazgeçmeyin

Edebiyat Gazetesi olarak Alaska Yayınlarından çıkan Kelebeklerin Kanadındaki Rüzgar'ın yazarı İsmail Okutan ile keyifli bir söyleşi gerçekleştik.
1

Merhaba İsmail Bey, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Konya Cihanbeyli Küçükbeşkavak köyünde doğdum. İlkokulu köyümde okudum. 1991’de Kulu İHL’den mezun oldum. Ben dışarıda gezmeyi sevmezdim. Daha çok kitap okurdum. Okula geç başlamıştım. Yaş olarak benden üç yaş küçük arkadaşlarla aynı sınıfta okumanın da etkisiyle olacak ki derslerden daha çok kitaplarla haşir neşir olurdum. Üniversitedeyken yalnız başına büyük gayretler sarf ederek Serzeniş adlı edebiyat dergisini yayınladım. Ne yazık ki edebiyat dergisi yayınladığım için üniversite yönetimince mahkemeye verildim ve beraat ettim. 1995’te Niğde Ün. Eğitim Fakültesinden mezun olup Elazığ-Baskil-Gemici Köyünde öğretmenliğe başladım. Samsun ve Ankara’da öğretmen ve yönetici olarak çalıştım. Samsun Halk Eğitim Merkezi ile Ankara Olgunlaşma Enstitüsünde Müdür Yardımcısı olarak çalıştım. Polis Amca ilkokulunda okul müdürü olarak görev yaptım. Halen Ankara Gölbaşı Halk Merkezinde kurum müdürü olarak görev yapıyorum. Milli Gazete, Denge, Merhaba ve İstiklal Gazetesi, Yarpuz Edebiyat ve Kültür Ajanda’da yazdım. Karakedi, Erik Ağacı Öykü, Edebistan ve Asanatlar’da yazmaktayım.  

Yazar İsmail Okutan

Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir? 

İlk yazmaya ortaokulda başladım. Okulda kütüphane kolu başkanlığı yapmıştım. Orada çok kitap okuyordum, durmadan kitap okuyordum, öyle ki bazı derslerde kitap okumak için sınıfa gitmezdim. Beni arayanlar önce kütüphaneye bakarlardı ve orada bulurlardı beni. O zamanlar ortaokul liseyle birlikteydi. Bu dönemde yazmaya başladım. Babam beni ilkokuldan sonra okula göndermedi önce. O yüzden okula geç başladım. Bunun etkisiyle olacak ki dersleri bırakıp okumaya ve yazmaya ağırlık veriyordum. Yaş olarak diğerlerinden büyük olunca ilgilerim, merakım, hedeflerim sınıftaki diğer öğrencilerden farklıydı ve daha önde gidiyordu hep. Çok kitap okuyordum, sonuçta okuduğum kitaplardan etkilenerek şiir ve deneme yazmaya başlamıştım. Tabiî ki tek neden bu değildi. O zamanlar okuduğum okullarda bir dava bilinciyle yetiştiriliyorduk. Davayla birlikte o davanın mücadelesi içinde bulmuştuk kendimizi. Yazmak da bir çeşit, belki de en önemli mücadele yöntemlerinden biriydi. Biz de bu kaygı veya bu bilinçle yazıyorduk. Yazmak bir kavgaydı belki de bizim için. Bir kaygıyla yazıyordum ve bu yazdıklarımla bir kavgaya taraf olduğumu düşünüyordum, o kavganın bir tarafında gönüllü bir kavgacı olarak görüyordum kendimi. Hiç unutmuyorum, körfez harbi sırasında ben lise öğrencisiydim. Krize Taş Çıkartmak, başlıklı bir deneme yazmıştım. Bu denemem Konya’da üniversite öğrencilerinin çıkardığı Sayha adlı dergi de yayınlanmıştı. Büyük bir heyecan ve gururla o dergiyi alıp okula gelmiştim, öğrenciler okumak için sıraya girmişlerdi. Ben köyde büyüdüm. Traktör sürerek çok gidip geldim tarlaya. Kırlarda, ovalarda, dağlarda, derelerde, tarlalarda, çölde çok zaman geçirdim. En önemlisi de çölde geçirdiğim gece vakitleriydi. Gecenin içime fısıldadığı, çölün içime doldurduğu sonsuzluk ruhu, özgürlük düşüncesi kalbimi, içimi büyütüp genişletmişti. Bunun da etkisiyle yazmak istiyordum hep. Yazdıkça da sonunda kitaba, kitaplara ulaşmış oldum.

Yazarlık sizin için ne ifade ediyor? 

Yazarlık bir sorumluluktur. Toplumun önünü açmak, ufkunu genişletmek için yapılan bir çalışma yöntemidir. Yazar veya şair hakkı ve hakikati, gerçeği ve güzeli yazmalıdır, sorunlara değinmelidir. Adaleti teşvik edici yazılar yazmalıdır. Toplumun değerlerini, geleceğini, özgürlüğünü, gelişimini isteyip bu yönde eserler vermelidir.  Çocukların ve gençlerin bu düşüncelerle dolduran, işleyen eserler yazmalıdır. Gençliği ve toplumu kendi medeniyetiyle buluşturan, kendi medeniyetinin, değerlerinin, gücünün, ruhunun, tarihinin, öncülerinin farkına vardıran bir sorumlulukla yazmalıdır yazar. 

Okurun beğenisini kazanan Kelebeklerin Kanadındaki Rüzgar isimli kitabınız Alaska Yayınları’ndan çıktı, tebrik ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?

Çocukların gayretleriyle yangını söndüren, ormanı kurtaran bir iyilik hareketiyle karşılaşacaklar. Yangını alevlendirip büyüten rüzgârın yönünü değiştiren kelebek ordususun kanatlarından çıkan hafif de olsa bir esintinin etkisini, değerini bulacaklar orada. Rüzgarın yönünü değiştiren kelebeklerin kanat çırpışındaki esintidir. 

Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?

Yazarların hayatımdaki etkisi çok olmuştur. Yani daha doğrusu kitapları vasıtasıyla olmuştur bu etki. Daha ilkokulu bitirdiğim ancak okula gitmediğim yıllarda okuduğum Muhammed Esed adlı yazarın Mekke’ye Giden Yol adlı eseri ki bu romanı birkaç kez okumuştum. O vakitlerde köydeki evimizde okumak için çok az kitap vardı. Seksen öncesiydi. Nereden geldiyse o kitap elime geçmişti. O kitabı üst üste birkaç kez okuduğumu hatırlıyorum. Onun etkisiyle yazılarımda tasvire çok yer veriyordum. Yine öykü ve roman yazmaya yöneldim onun etkisiyle. Yine Sezai Karakoç da liseli yıllarımda ezberlercesine çok okuyordum, onun etkisiyle deneme, sonradan şiir yazmaya başladım. Yabancı eserlerin ise hayatımda hiç etkisi olmadı. Tercüme eserler ruhunu ve anlamını kaybediyor çünkü.  

Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?

Yayınlamak istediğim bir çok şiir, öykü, deneme ve hikâye kitabım bulunuyor. Şu an öncelikli olarak üzerinde çalıştığım beş adet kitabım bulunuyor. Elbette Sıra da Gelecek, Göl Katili isimli romanlarla Askıda Sevgi, Bulutlara Küsen Kuşlar, Okul Görmüş Öyküler, isimli hikâye ve öykü kitaplarıdır.

Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Çok kitap okumalarını, kabiliyeti olanların ise çok yazmalarını, okumaktan ve yazmaktan vazgeçmemelerini tavsiye ediyorum.

( Hide )
  1. İsmail hoca yı tebrik ediyorum başarılarının devamını diliyorum yolu açık olsun

    YanıtlaSil

1932-2025 © Edebiyat Gazetesi
ISSN 2980-0447