İrfan Erdoğan: Yağcı Haydar

Yazar İrfan Erdoğan'ın Edebiyat Gazetesi'nin haziran sayısında yayımlanan Yağcı Haydar isimli yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

Polonyalı yağcı Haider'e bölümde çalışan bizim Türkler Haydar ismini taktıkları için herkes ona Haydar diyor. Haider'e şimdi kendisine Haydar demesen dönüp bakmıyor, ismiyle bu kadar özdeşleşti yani. Bölümdeki Türk arkadaşlar Haider demekte zorlandıkları için ikinci bir isim olarak Haydar taktılar ardından da herkes Haider'e Haydar demeye başladı...

İrfan Erdoğan: Yağcı Haydar

Haydar bölümde kadrolu işçimiz değil, yağcılığı sayesinde geçici olarak sürekli sözleşmesi uzatılan biri, hâlbuki çalışmak için bir sürü genç insan geldiği halde en fazla bir ay sonra çeşitli sebeplerden dolayı firma çıkış verdi, ancak Haydar 65 yaşında olduğu halde üç yıldır bizde sessiz sedasız çalışıyor. Bölümdeki yetkililere yapmadığı yağcılık ve önlerinde atmadığı takla yok. Zaten bunu gizlemiyor artık herkes bilip gördüğü için açık açık yapıyor. Bu sayede de işini sağlama bağladı şimdilik...

Sabah vardiyasında işe başlama saatimiz 6 olduğu halde Haydar istediği saatte işe gelir ama yağcı olduğu için kimse ondan hesap sormaz. Halbuki gelir gelmez kartını basıp çalışması gerekirken o gider otomattan kahvesini çeker kendi ayarında birini bulur mola odasında oturur kahvesini içer. Sonra da keyfine göre işinin başına döner. Dönse ne olacak, bu defa da gelenle gidenle lak lak ederek saatini öylece doldurur...

Haydar'ın bir diğer işi de bölümdeki arkadaşları yok yere kendisi gibi yağcı ustabaşı Gonzales'e ispiyonlayıp bölüm yetkililerinden puan toplamak, başka da bir derdi yok. Aslında işyerinin kanununa göre resmi mola zamanları dışında her yaptığın mola için kart basmak zorundasın ama Haydar bölümün yağcısı olduğu için kendisi günde istediği kadar kart basmadan mola yapıyor. Sonra da büroya gidip istediği kişiyi büroya şikayet ederek "falanca filanca kart basmadan mola yaptı" diyerek ayağını kaydırıyor...

36 yıllık fabrika işçiliğim boyunca böyle bir yağcı yalaka görmedim. Haydar, İşyeri ustabaşısı Gonzales'in işe geliş saatini bildiği için pencereden bakarak onun firmaya geldiğini görür görmez hemen kahve otomatına koşup onun için bir kahve çekip onun içeriye girişini bekliyor. O da zaten ezberlemiş artık, biliyor ki Haydar kendisi için kahve çekip kendisini bekleyecek. İçeri girer girmez Haydar ustabaşı Gonzales'in önünde adeta eğilerek kahvesini teslim ediyor, sonra da birlikte yine fabrikanın önündeki parka gidip kart basmadan hem sohbet ediyorlar hem de kahvelerini içiyorlar...

Yağcı Haydar gelecek yıl Şubat ayında emekli olacak, öyle dedi. Onun için de yağcılık yalakalık yaparak zaman doldurmaya çalışıyor...

1932-2024 © Edebiyat Gazetesi
ISSN 2980-0447