Kitap Okuyucu Sayımızın Artması Lazım

Edebiyat Gazetesi olarak Alaska Yayınları’ndan çıkan Son Şaman kitabının yazarı Cem Soydemir ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Merhaba Cem Bey, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba. Annem Artvin babam Ardahanlıdır. Aslen Ahıska Türklerindeniz. Zonguldak’ta doğdum, Bursa’da büyüdüm. Üniversiteyi Sakarya’da okudum ve yine ilk iş deneyimlerimi orada yaşadım. İnşaat Mühendisiyim. Çalışma hayatımın büyük çoğunluğunu kamu kuruluşunda çalışarak geçirdikten sonra 2023 yılında emekli oldum.

Cem Soydemir

Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir?

İlk yazılarım ortaokul ve lisedeki dersler için yazdığım kompozisyonlardı. Kompozisyon yazmada başarılıydım. Öğretmenlerimin teşvikiyle iki defa okullar arası yarışmalara katıldığımı hatırlıyorum. Tabi o yarışmalarda derece yaptığımı hatırlamadığımı da itiraf etmeliyim. Yine lise döneminde şiir defterim vardı. Şiirler yazardım. Kitap ya da şiirler, hikayeler makaleler yazmak bana mutluluk veriyor. İşin doğrusu sosyal bir insan değilim. Sanırım sosyalleşme ihtiyacımı yazarak gideriyorum. Kendimi bu yolla daha iyi ifade edebiliyorum.

Bu yolculukta size kimler destek oldu?

Ben en çok annemden destek aldığımı düşünüyorum. Annem öğretmen lisesini kazanmasına karşın imkansızlıklar nedeniyle gidememiş. İlk okul mezunu olmasına karşın okumayı çok seven, eline geçen her türlü kitabı okuyan, bana okumayı sevdiren yegâne kişidir. Onun dışında en büyük destekçim değerli eşim ve çocuklarımı sayabilirim. Bu vesile ile hepsine ayrı ayrı teşekkürlerimi tekrar iletmek isterim.

Ankara’da yaşayan genç ve başarılı bir iş adamı olan Mehmet’in Şaman soyundan geldiğini öğrenmesi ve sonrasında olağanüstü paranormal yetenekleri olan şamana dönüşme yolculuğunda yaşadığı olaylar akıcı bir dille okura sunduğunuz Son Şaman isimli kitabınız Alaska Yayınları’ndan çıktı tebrik ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?

Teşekkür ederim. Öncelikle hikayemiz 2022 yılında geçiyor. Kitabın ismi düşünüldüğünde bu durum ilk sürpriz diyebilirim. Onun dışında gezmeyi, farklı kültürleri tanımayı sevenler için ilgi çekici bilgiler içerdiğini, parapsikoloji biliminin sınırlarını keşfedebileceklerini söyleyebilirim.

Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?

Genelde her tür romanı okumayı severim. Ama Ernest Hemingway, Tolstoy ve Orhan Pamuk’un yeri bende ayrıdır. İlk okuduğum roman Ernest Hemingway’in Yaşlı Adam ve Deniz romanıydı. 15 yaşlarındaydım. Roman okumayı bana o kitap sevdirmişti. Hemen arkasından okuduğum Silahlara Veda ise beni çok daha derinden etkilemişti. Ergenlik çağının asi duyguları ile hayata isyan etmeye başladığım o dönemde bu iki roman bana yaşama sevinci aşılamıştı. Sonrasında sanırım bir yılda 20’den fazla dünya klasiği romanı okumuştum. Hayata dair neredeyse her şeyi kitaplardan öğrenebileceğimize inanıyorum. Farklı dönemlerden farklı kültürlerden yazarların, farklı türdeki kitaplarını okuyarak, insanı insan yapan değerleri öğrenip daha mutlu bir hayat sürebileceğime inanıyorum. Ve benim hayatımda kitapların önemli ve müstesna bir yer tuttuğunu düşünüyorum.

Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?

Aslında iki farklı konuda roman yazma çalışmalarım devam ediyor. Birincisi ergenlik, ilk gençlik ve üniversite dönemindeki deneyimlerin anlatıldığı bir gençlik romanı diyebilirim. İkincisi ise farklı yaşlarda, farklı kültürlere sahip ve farklı suçlardan idam cezasına çarptırılan birbirini tanımayan 3 kişinin son günlerini birlikte geçirirken yaşadıkları olaylar ve duygularının anlatıldığı bir roman.

Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Ülkemizde okur yazar oranı artık çok yüksek ve yeterli düzeyde. Hatta üniversite mezun oranımız pek çok Avrupa ülkesinden yüksek olmasına karşın, maalesef “okuyucu” oranımız çok düşük. Kitap okuyucu sayımızın artması lazım. Okuyucular olarak kendimizi birer fahri görevli kabul edip etrafımızdaki insanları teşvik edip cesaretlendirelim lütfen. Kitap hediye edelim. Sohbetlerimizde kitaplara, romanlara atıfta bulunalım. Son olarak da ülkemizin yaşayan nadir tarihçilerinden olan İlber Ortaylı hocamızın  “Deliler gibi kitap okuyun! Okuyun, güçlenin” sözünü hatırlatmak istiyorum.

1932-2024 © Edebiyat Gazetesi
ISSN 2980-0447