Fırat Kasap Yazdı: Eşkiya Edebiyatı

Edebiyat Gazetesi'nin on ikinci sayısında yayımlanan Fırat Kasap'ın Eşkiya Edebiyatı başlıklı yazısını paylaşıyoruz.
0

Eşkıya sözcüğünün sözlük anlamlarından biri şudur: Dağda, kırda yol kesen, adam soyan ve öldüren, yasadışı eylemlerde bulunan silahlı topluluk, haydutlar. Eşkıyalar Anadolu’da Osmanlı Devleti döneminde sıkça görülmüştür. Devletin otoritesinin zayıfladığı zamanlarda, mekânlarda otorite boşluğunu eşkıya çeteleri doldurur. 

Fırat Kasap, Eşkiya Edebiyatı, Koçero

Osmanlı’nın son dönemlerinde İzmir’de yaşamış olan Çakırcalı Mehmet Efe ( Çakıcı olarak da bilinir) tanınmış bir eşkıyadır. Ünlü İzmir türküsü onun ölümü üzerine söylenmiştir. Çakırcalı Mehmet Efe’nin hayatını anlatan Metin Erksan’ın yönettiği, başrolünde Fikret Hakan’ın olduğu Dokuz Dağın Efesi Çakıcı filmi izlenmeye değer. Bu film birçok yönden Elia Kazan’ın Viva Zapata filmi ile benzerlikler göstermektedir. İzmir’in Kavakları / Dökülür yaprakları / Bize de derler Çakıcı / Yıkarız konakları

Daha eskilere gidersek Köroğlu, Dadaloğlu gibi hikâyesi olan halk şairleri aynı zamanda birer eşkıyadır. Köroğlu’nun gerçek adı Ruşen Ali’dir. Babası Seyis Yusuf, Bolu Beyi’nin hizmetinde çalışmaktadır. Getirdiği atı Bey beğenmeyip kızınca Yusuf’un gözüne mil çektirir, atla birlikte evine gönderir. Ruşen Ali atı yetiştirir ve Bolu Beyi’nden intikam almak üzere Çamlıbel’e çıkar. Oradaki eşkıyaların başına geçip baş eşkıya olur. Bu konuda çekilmiş olan, Cüneyt Arkın’ın başrolünde oynadığı Köroğlu zamanında beğenilmiş bir film. Köroğlu’nun birçok şiiri günümüzde türkü formunda icra edilmektedir.   

Koç Koroğlu girdi meydan almaya / Destur edip divanına dalmaya / Yemin ettim yedi derya dolmaya / Doldurun denizi basın kılıncı

Dadaloğlu Güney Anadolu’da, Adana taraflarında yaşayan bir göçebe Türkmendir. Osmanlı Devleti Yörükleri yerleşik hayata geçmeye zorlar. Köyde yaşamalarını, tarımla uğraşmalarını ister. Göçmenler bu durumu kabul etmez ve isyan ederler. Dadaloğlu isyancıların sesi olur:

Dadaloğlu yarın kavga kurulur / Öter tüfek davlumbazlar vurulur / Nice koçyiğitler yere serilir / Ölen ölür kalan sağlar bizimdir

İnce Memed Anadolu’da yaşadığına inanılan bir eşkıyadır. Yaşar Kemal’in dört ciltlik romanı İnce Memed adlı eşkıyadan esinlenerek yazılmıştır.

İnce Memed Toroslardan gürledi /Buhurcular kulak verip dinledi / On yedi kurşunu yedi ölmedi / Dayan İnce Memed dayan nidelim

Pertev Naili Boratav’ın 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı isimli çalışmasında İnce Memed’e ait şu türkü yer almaktadır: İnce Memed ne yaptıydım ben sana / İki kere everdiydim kesemden / Eğer yerlerime sen vurulaydın / Ölesiye yatamazdım tasamdan

Yine aynı çalışmada bir başka eşkıya Ger Ali’nin türküsü yer almaktadır: Kuyucak pınarı harlayıp akar / Ger Ali’nin kurşunu dağları yakar / Yığmışlar kumaşı şala kim bakar / Dağları bedesten eden Ger Ali

Kurtuluş Savaşı Türk toplumunun ölüm kalım savaşı olmuştur. Bu savaşta Kuvayı Milliye’ye katılan eşkıyalar olduğu gibi karşısında yer alan eşkıyalar da vardır. Yörük Ali Efe Kuvvacılara destek veren eşkıyalardan biridir.

Şu dalmadan geçtin mi / Soğuk sular içtin mi / Efelerin içinde Yörük Ali’yi seçtin mi / Hey gidinin efesi, efelerin efesi / Cepkeninin kolları / Parıldıyor pulları / Yörük Ali geliyor / Açıl Aydın yolları / Aydın eli dumanlı, bak kaçıyor Yunanlı

Kurtuluş Savaşı’nda asker kaçağı olan, Kuvvacılara karşı savaşan birçok eşkıya bulunmaktadır. Tarık Buğra’nın ölümsüz eseri Küçük Ağa’da anlatılan eşkıya Çakırsaraylı olumsuz eşkıya tipine bir örnektir.

Kimi eşkıyalar uğradıkları haksızlıklara tepki göstermek amacıyla eşkıyalık yaparken kimi eşkıyalar da sadece haksızlık yapmak amacıyla eşkıya olurlar. Her iki türe örnek vermek mümkündür. Modern edebiyatımızda eşkıyalara sıkça yer verilmektedir. Yaşar Kemal’in İnce Memed’i, Hasan Hüseyin Korkmazgil’in Koçero’su eşkıya edebiyatına güzel birer örnektir. Selda Bağcan ile Ahmet Kaya’nın birlikte seslendirdikleri Koçero adlı şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim.

Koçero bir vatandır  / Yaşanır boydan boya / Koçero bir vatansızlık / Bir dağlaşmış yalnızlıktır.

Şener Şen’in ünlü filmi Eşkıya’yı mutlaka gençlere izletmek gerekir. Yazımızı anonim bir türküyle bitirelim: Sene 341 mevsime uydum / Sebep oldu şeytan bir cana kıydım / Katil defterine adımı yazdım / Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz / Bir yanımı sardı müfreze kolu / Bir yanımı sardı Varilcioğlu / Beş yüz atlıyınan kestiler yolu  / Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

1932-2024 © Edebiyat Gazetesi
ISSN 2980-0447