Harari Soruyor ve Sorguluyor

Yazar Deniz Boyraci'nin kaleme aldığı Deniz'in Gözüyle Kitap Dünyası kitabından bir bölümü sizlerle paylaşıyoruz.
0

Bu sefer de Kolektif Kitap Yayınları’ndan Yuval Noah HARARİ imzalı 3 bölümden oluşan bir kitap serisinden bahsetmekten istiyorum. “Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens - İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi” adlı 1’inci çalışmayı ele aldıktan sonra, “Homo Deus - Yarının Kısa bir Tarihi” ve “21. Yüzyıl için 21 Ders” kitaplarıyla devam edeceğiz. 

Deniz'in Gözüyle Kitap Dünyası, Deniz Boyraci, Alaska Yayınevi

İnsanlığın hem geçmiş hem de olası gelecek serüvenlerini akıcı üslubu ile bilimsel veriler ışığında anlatan tarihçi yazar, çok okunan ve tartışılan eserlerinde yer yer çarpıcı örnekler ve sert eleştirileri ile de dikkat çekiyor. Kendimizi, yani insanlık ailesini okurken bazen yerecek bazen övecek, bazen de endişe ya da merak duyacaksınız. İşte bu yüzden 411 sayfa ile başlayan bu kitap serisi sonuna kadar heyecan verici kalmayı başaracak niteliklere sahip. 

SAPİENS 

Dünyada çok satanlar listesindeki 30'dan fazla dile çevrilmiş ilk kitabımız‚ Sapiens’de İsrailli tarihçi ve yazar Yuval Noah Harari’nin başarısındaki sırrı açıklayacak önemli noktalar öne çıkıyor. Eserde kendisinin de dile getirdiği gibi daha önce yazılmamış hiçbir şey söylenmiyor. Ancak tarih çizgisini ve gelişimini bilim ile beraber o kadar açık ve anlaşılır veriyor ki kitabı kapattığınızda tarih elle tutulur gözle görünür bir hal alıyor. 

Kabul görmüş doktrinlere etkili bir dille muhalefet eden yazar, bazen mizahî ama her zaman yalın bir dille, kaotik ayrıntıların içinde boğulmuş insanlık tarihinin damıtılmış bir özetini veriyor. Fakat bu ekspozede sadece biyolojik gelişmeler değil, bu ilerlemelerin toplumsal dinamiklere yansıması da okuyucuya eş zamanlı olarak aktarılıyor. Eser teorik okumaları ve hipotez içinde hipotez yöntemi ile sürecin biyolojik ve tarihi bağlantısını kurarak bizlere sunuyor.  

Harari tüm bunları güzel bir karışım içinde işlerken, Neandertaller ve Homo Sapiens’den kadına, insan davranışlarından bilimsel gelişmelere kadar geniş bir yelpazeye kurulan konulara değinerek bizi tarihin içinden yürütüp bilgiyi günümüze taşıyor.

Bilişsel devrimin başlangıcına giden yazar ondan önce yaşayan farklı insan türünün neden artık yaşamadığını soruyor. Bu açıdan ele aldığı Neandertaler‘in aslında fiziksel olarak Homo Sapiens’den daha güçlü ve daha iri olduğunu ama Homo Sapiens’in grup kurma ve yönetme, işbirliği yapabilme becerisinden kaynaklı yaşamaya devam edebildiğini yazıyor. Son dönemlerde insan genomunda Neandertal’e ait izlerin bulunması aslında modern insan atalarıyla çiftleştiklerini dahi göstermekte. 

Esere kaynak olan araştırma, Rus bilim insanı Piotr Alekseyeviç Kropotkin’in insan ve hayvan toplumları üzerindeki evrim incelemesinde ortaya çıkardığı sonuçlara dayanıyor. Kropotkin, Evrim Teorisinin en önemli yasası doğal seçilimde (seleksiyon) geçerli olan “Güçlü olan hayatta kalır.” ilkesinin yanında grup olabilenlerin “Karşılıklı Yardımlaşma” faktörünü ekleyerek bilimde bir çığır açar. Harari, eserinde bu bütünlüklü evrimsel gelişme çizgisini de çok iyi işliyor hatta eserinin ana teması budur da denilebilir. Bu örnekte olduğu gibi Harari‘nin başarısı kendisinin yeni buluşlara imza atması değil, var olan buluşları sade ve anlaşılır bir şekilde dile getirme sanatıdır. 

Harari komplike bilgi/tarih bağlantılarını kavramaya kolay hale getirerek anlaşılır bir ifadeye kavuşturuyor. Burada meydana gelen sonuç, basit bir bir anlatıma indirgeme gibi algılanmasın. Esas iş ve başarı budur, yani anlaşılır kılmaktır. Çünkü çok kompleks ve geniş konularda basiti yakalamak için kompleks olanı çok iyi bilmek gerekir. Ve Harari'de bu hâkimiyeti görüyoruz. Diyebiliriz ki Harari elimize bir anahtar veriyor ve bu şekilde tarihin ve bilimin derinliğine girmenin yolunu açıyor. Herkesin bildiği konuları dilinin anlaşılırlığı ve akıcılığı sayesinde Harari’den okuma arzusunu doğuruyor. Mesela para mevzusunu ele alırken işlevsel yanından bahsediyor. Tüm olgulara tarafsız bakmaya çalışıyor. Kendi duygularını parantezler içinde vererek nötr kalmaya çalışıyor. 

Bilindiği üzere insanlık tarihini içine alan binlerce kitap var. Fakat bunların birçoğu teknik ayrıntıya boğulmuştur. Harari ise bu kitapta insanlık tarihine kısa bir bakış deyip, tarihci de olmanın avantajıyla birlikte sosyolojik, psikolojik, antropolojik ve biyolojik olarak ele aldığı konuları bizlere soru ve cevaplarıyla sunuyor. 

Hararari soruyor 

Neandertaler‘e ne oldu? 

Buğday Homo Sapiens’i nasıl evcilleştirdi? 

Neden ataerkil bir toplum düzeni gelişti? 

Para ve din hayatımızda neden çok önemli bir yere sahip? 

Homo Sapiens’in sonu ne olacak? 

Daha pek çok mevzuyu irdeleyen Harari insanlık tarihinin tartışmalı süjelerinden Bilişsel Devrim, Tarım Devrimi ve Bilimsel Devrim üzerine çeşitli konuları dört ana bölümde sunmakta: 

1. Bilişsel Devrim 

Bu bölümde Homo Sapiens’in dünya üzerinde yayılması, geçirilen evrimleşme süreçleri, dedikodu ve efsanelerin Homo Sapiens’in yaşamına kattıkları araştırılıyor. Yazar Bilişsel Devrim’in 14 yaklaşık 70 bin yıl önce ortaya çıkan yeni düşünce ve iletişim biçimleri anlamına geldiğini ve bu devrimle Homo Sapiens’in bilgi aktarma, sosyal ilişkiler kurma ve işbirliği yapma gibi beceriler kazandığını ifade etmektedir. Bu becerilerin kazanılmasında en büyük araç olan dilin yayılması üzerine teoriler sunulmaktadır. 

2. Tarım Devrimi 

Harari Tarım Devrimi bölümünde avcı-toplayıcının gündelik hayatındaki değişimler, toplumsal kurumların oluşumu, değişen yaşam tarzında hayvanların yeri ve erkeğin ön plana çıkışı üzerinde durarak Homo Sapiens’in gelişimini aktarmaya devam etmektedir. Bilişsel Devrim’in başlamasından yaklaşık 60 bin yıl sonra ilk tarımsal faaliyetlerin başladığını belirten yazar, bu geçişin insan zekâsıyla gerçekleşen bir ilerleme hikâyesi olmadığını ileri sürmektedir; zira insanların zamanla daha zeki olduklarına dair hiçbir kanıt yoktur. Ayrıca yazar, hayvanları bu devrimin kurbanları olarak görmektedir. 

Erkek egemenliği konusunda ise farklı teorilerle erkeğin zaman içerisinde nasıl öne çıktığı açıklanmakta. İnsanoğlunun Birleşmesi‘ başlığı altında tarihçi, ticareti başlatan ve artık imparatorluklar kuran Homo Sapiens’in para ve din ile imtihanı, toplum içerisinde birey kavramının ön plana çıkması gibi noktalar üzerinden değişen düzen hakkında bilgiler veriyor ve bundan sonra paranın, imparatorlukların ve evrensel dinlerin modern dünyanın temellerinin tesis edilmesindeki rolü üzerinde duruyor. Bu aşamada yazar üç evrensel düzenden bahsetmektedir; parasal düzen, imparatorluk düzeni ve üçüncü olarak da Budizm, Hıristiyanlık ve İslam gibi dinlerin evrensel düzeni. 

3. Bilimsel Devrim 

Bu bölümde Homo Sapiens’in son beş yüzyıldaki olağanüstü yükselişi, bilimle emperyalizm arasındaki ilişki ve bilimle teknolojinin bir araya gelmesi ile birlikte ortaya çıkan gücün Homo 15 Sapiensi ne şekilde etkilediği gibi konular üzerinde durulmaktadır. Yazara göre Bilimsel Devrim’i başlatan en mühim etken insanların en önemli sorularının cevaplarını bilmediklerini keşfetmeleridir. Emperyalizmin beraberinde getirdiği yayılma ve fetih fikirleri ile bilimsel ilerleme arasında güçlü bir bağ olduğunu ifade eden yazar, Hindistan'ın keşfi ve çivi yazısının deşifrasyonu gibi tarihten örneklerle bu düşünceyi destekler. Son olarak Homo Sapiens’in Bilimsel Devrim ile elde ettiği güç karşısındaki tutumunu ele alan Harari, bu devrimle gelen zenginliğin insanların mutluluğu üzerinde ne ölçüde payı olduğunu sorgulamaktadır. Mutlu değilsek tarımı, şehirleri, yazıyı, parayı, imparatorlukları, bilimi ve sanayiyi geliştirmenin anlamı nedir? Harari, Homo Sapiens’in gittiği her yerde diğer türleri yok eden, ekolojik bir seri katile nasıl dönüştüğü, kendi işiyle meşgul önemsiz bir hayvanken zaman içinde yaşadığı devrimler sonucu elde ettiği güçle nasıl tanrısallaştığı gibi sorulara verdiği düşündürücü yanıtlarla okuyucuyu sorgulatmakta ve başka muazzam sorularla karşı karşıya bırakmaktadır: Keşifler yapılmalı mı? Biyoteknoloji ve nanoteknoloji gibi alanlardaki yeni keşifler yepyeni sektörler ortaya çıkarabilir mi? Kapitalizm neden önemlidir? Tarım devrimi gibi modern ekonominin büyümesi de dev bir aldatmaca olabilir mi? Hızlı gelişim tehlikeli mi? Ölümcül savaşlardan çevre felaketlerine pek çok tarihsel kötülük, bu çok hızlı gerçekleşen sıçramadan mı kaynaklanıyor? Kapitalizm kapitalistler dışında kimsenin yönetemeyeceği bir dünya mi yaratmış? Sonuç olarak: İnsanlık tarihinin ücra köşelerinden imparatorluklara, sömürge devletlere ve modern dünyaya kadar uzanan değerlendirmeleri ile yeni bir tarz yaratan Harari, gelenekleri alt üst 16 ederek bugün iç içe geçmiş birçok olguyu birbirinden soyutluyor ve âdeta bir kuş bakışı sağlayarak bugünü esnetmeye başlıyor. Harari günümüz dünyasını analiz eden uyarıcı kitabıyla insan geleceği olasılığını da korumak adına bir çağrıda bulunuyor. Homo Sapiens‘de Harari, eski teist dinlerin yerini alan hümanizmin yükselişini anlatırken gelecekte onun yerini alacak yeni teknolojik ideolojiler (posthümanizm ya da dataizm) ile hümanizmin çöküşünü de öngörüyor. Harari zaman zaman popülist yaklaşımları ve hümanizm ile ilgili benzetmeleriyle eleştiri odağı olmuşsa da kitapta insan olmanın temel özelliklerine, hak, adalet ve özgürlük temalarına da değiniliyor. 

Yazar artık önemsiz gördüğü birçok malzemeyi bir kenara iterken, insan türünün yol haritasında esas can alıcı soruyu da sormadan geçmiyor ama cevabı ikinci bölüme, “Homo Deus” kitabına bırakıyor: “Eğer Sapiens tarihi sona erecekse, Sapiens'in son nesillerinden birine mensup olan BİZLER zamanımızı şu son soruyu cevaplamaya ayırmalıyız: Neye dönüşmek istiyoruz?”

Kitabı satın almak için tıklayınız.

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

1932-2024 © Edebiyat Gazetesi
ISSN 2980-0447